TEŞEKKÜRLER
Bu bayram, dilimizin bir kelime kaybettiğine iyice inandım. “Tandır”gibi “kağnı” gibi artık yaşanan hayatta, yeri kalmamış, şöyle böyle bir kelime değil; zarif, ince, medeni bir kelime. Kapıyı çalan çöpçünün pos bıyıkları arasında onu aradım. Yok!
Bahşişini alan bekçinin kavlak dudaklarından onu bekledim. Yok! Bakkalın çırağından, sebzecinin yamağından, kasabın oğlundan onu işitmek istedim. Yok! İpek mendilini alan oğlan, eşarbını kıvıran kız, iki buçukluğu cebine indiren manav, üç gün kapımızı kim çaldıysa hediyesini kim aldıysa bana o beklediğim kelimeyi vermeden gitti! İki yüz kuruş yazan taksinin şoförüne iki yüz elli kuruşveriyorsunuz. Taş gibi bir sükût! Kitabından sevgiyle bahsettiğiniz genç adamla karşılaşıyorsunuz. Hakarete benzer hissiz bir selam! Tramvayda, ayakta kalmışbir kadına yeriniz veriyorsunuz. Yüzünüze, burun delikleriyle yüksekten bir bakış! Ve hiçbirinin dilinde aradığınız o ince, o kibar, o insanı insan yapan güzel kelime yok! Geçen yıl, Atina’da bindiğim bir otomobilin şoförü, bana bu kelimeyi on kuruşluk bahşiş için söylemişti: Hem başından kasketini çıkararak hem de kelimenin başına bir “çok” ilave ederek. Roma’nın en büyük otelinde oda hizmetçisi kız, yine küçük bir hediye karşılığı zarif vücudunu nezaketle kırarak bu kelimeyi dudaklarında tebessümle söylemişti. Bir kelime deyip geçmeyin. Cemiyet hayatındaki birçok şikâyetleri bu kelimenin yokluğuna bağlamak bile mümkündür. Düşünüyorum: Artık lügat kitaplarında beyaz kâğıdın kefenlediği bu ölü kelimeyi nasıl diriltsek? Acaba belediye, bu kelime için bir fiyat listesi yapamaz mı?Hiç olmazsa çarşıda, pazarda, iş hayatında canımız istediği zaman listeye bakar, parasını verir ve içimizin özlediği bu üç heceli sözü duyarız! Haaa! Affedersiniz, deminden beri, yana yakıla hasretini çektiğim bu kelimenin ne olduğunu söylemedim değil mi?
Teşekkür!
Yusuf Ziya Ortaç-Kaybolan Kelime
Emeği geçen herkese binlerce teşekkürler!
Selami SAKALLI, M. Hanifi DAĞLAYAN,M. Sait YÜKSEKLİ, Barış MENEKŞE, Ahmet Hamdi AZAKLI ,Ali TOPRAK,Arzu ALPASLAN ,Ayşegül TUNCA ,Nazir AKGÜN, Berivan BAŞAR SALDANLI,Berran KARAHAN,Bilgin ÖZMAÇİN ,Birsen ERDOĞAN, Burcu BIYIK ,Burhan KAPLAN , BernaŞEREMET, Çidem ÖZDEMİR ,Derya SOFULAR,Emine ÖZEN,Emine SAĞIR ,Erdal AKIN ,Fahriye UYAR,Filiz AKTAN,Füruzan ŞİMSEK,Handan ŞAHİN ,Handan KILIÇ ,Hatice KILIÇ ,Hülya TOPKARA,İkbal AYER , Kevser Seda SELÇUK , Neşe GENGÖNÜL, M. İlksen CAKA,M. Pinar BAKAR,Mehmet Emin BOYLU,Muhittin KAYA,Mustafa ÇÖL,Muzaffer KARATAŞ,Nihal BAPİR , İmran GİDİCİ ,Ömer Faruk GÜRSES ,Özlem İÇLİ ,Selda ÇEHRELİ , Senar TAYFUNER,Serafettin UGUR,Serap ÖZYALÇIN ,Sevil ORHAN , Sinem KÜÇÜKMUSTAFA,Suhandan ARDANİÇ ,Zehra ÖZTÜRK TÜM, Mustafa YETİŞİR’e ,ayrıca öğrencilerimizden Kardelen Kara, Halil İbrahim Üstüner, Cansu Irmak Ünlü, Elanur Ulucan, Ayşegül Felek, Burçin Ayberk Özdemir,Süveyda Özşahin, Zeynep Ayanoğlu başta olmak üzere tüm öğrencilerimize teşekkür ediyoruz.
Bahşişini alan bekçinin kavlak dudaklarından onu bekledim. Yok! Bakkalın çırağından, sebzecinin yamağından, kasabın oğlundan onu işitmek istedim. Yok! İpek mendilini alan oğlan, eşarbını kıvıran kız, iki buçukluğu cebine indiren manav, üç gün kapımızı kim çaldıysa hediyesini kim aldıysa bana o beklediğim kelimeyi vermeden gitti! İki yüz kuruş yazan taksinin şoförüne iki yüz elli kuruşveriyorsunuz. Taş gibi bir sükût! Kitabından sevgiyle bahsettiğiniz genç adamla karşılaşıyorsunuz. Hakarete benzer hissiz bir selam! Tramvayda, ayakta kalmışbir kadına yeriniz veriyorsunuz. Yüzünüze, burun delikleriyle yüksekten bir bakış! Ve hiçbirinin dilinde aradığınız o ince, o kibar, o insanı insan yapan güzel kelime yok! Geçen yıl, Atina’da bindiğim bir otomobilin şoförü, bana bu kelimeyi on kuruşluk bahşiş için söylemişti: Hem başından kasketini çıkararak hem de kelimenin başına bir “çok” ilave ederek. Roma’nın en büyük otelinde oda hizmetçisi kız, yine küçük bir hediye karşılığı zarif vücudunu nezaketle kırarak bu kelimeyi dudaklarında tebessümle söylemişti. Bir kelime deyip geçmeyin. Cemiyet hayatındaki birçok şikâyetleri bu kelimenin yokluğuna bağlamak bile mümkündür. Düşünüyorum: Artık lügat kitaplarında beyaz kâğıdın kefenlediği bu ölü kelimeyi nasıl diriltsek? Acaba belediye, bu kelime için bir fiyat listesi yapamaz mı?Hiç olmazsa çarşıda, pazarda, iş hayatında canımız istediği zaman listeye bakar, parasını verir ve içimizin özlediği bu üç heceli sözü duyarız! Haaa! Affedersiniz, deminden beri, yana yakıla hasretini çektiğim bu kelimenin ne olduğunu söylemedim değil mi?
Teşekkür!
Yusuf Ziya Ortaç-Kaybolan Kelime
Emeği geçen herkese binlerce teşekkürler!
Selami SAKALLI, M. Hanifi DAĞLAYAN,M. Sait YÜKSEKLİ, Barış MENEKŞE, Ahmet Hamdi AZAKLI ,Ali TOPRAK,Arzu ALPASLAN ,Ayşegül TUNCA ,Nazir AKGÜN, Berivan BAŞAR SALDANLI,Berran KARAHAN,Bilgin ÖZMAÇİN ,Birsen ERDOĞAN, Burcu BIYIK ,Burhan KAPLAN , BernaŞEREMET, Çidem ÖZDEMİR ,Derya SOFULAR,Emine ÖZEN,Emine SAĞIR ,Erdal AKIN ,Fahriye UYAR,Filiz AKTAN,Füruzan ŞİMSEK,Handan ŞAHİN ,Handan KILIÇ ,Hatice KILIÇ ,Hülya TOPKARA,İkbal AYER , Kevser Seda SELÇUK , Neşe GENGÖNÜL, M. İlksen CAKA,M. Pinar BAKAR,Mehmet Emin BOYLU,Muhittin KAYA,Mustafa ÇÖL,Muzaffer KARATAŞ,Nihal BAPİR , İmran GİDİCİ ,Ömer Faruk GÜRSES ,Özlem İÇLİ ,Selda ÇEHRELİ , Senar TAYFUNER,Serafettin UGUR,Serap ÖZYALÇIN ,Sevil ORHAN , Sinem KÜÇÜKMUSTAFA,Suhandan ARDANİÇ ,Zehra ÖZTÜRK TÜM, Mustafa YETİŞİR’e ,ayrıca öğrencilerimizden Kardelen Kara, Halil İbrahim Üstüner, Cansu Irmak Ünlü, Elanur Ulucan, Ayşegül Felek, Burçin Ayberk Özdemir,Süveyda Özşahin, Zeynep Ayanoğlu başta olmak üzere tüm öğrencilerimize teşekkür ediyoruz.